bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı geceler uyumak için kapatmam gözlerimi. aksine, kapakları inince açılır gözlerim. ücretsiz ve süresiz bir perde, neyi istersem onu izlerim. yirmi beşinci saat diye bir kavramım var benim. her gece uyumaya beş kala başlar, bazen güneşe beş kala biter. yirmi beşinci saat altmış dakikadan, üç bin altı yüz saniyeden oluşmaz. tik takları duyulmaz. karanlık zemine the end yerine to be continued yazısı gelir. bir sonraki günün yirmi beşinci saatinde devam ederim hayal kurmaya... hepimizin vardır mutlaka yirmi beşinci saatleri. yorgun hissedip yatağa girdiğimiz, uyuyana kadar çatladığımız o dakikalarla saatler arasında değişen süre var ya; o süre bir saat işte. yirmi beşinci saat. hiçbir yirmi beşinci saat bir sonraki günün ilk saatinden çalmaz. ve hiçbir yirmi beşinci saat yirmi altıya uzamaz. yirmi beşinci saatlerde izlediğiniz her filmin uzunluğu değişir ama bir saattir. ne diyordu şarkıda, uyuyunca geçer. uyanınca yeniden başlar ama. çünkü her yirmi beşinci saat bir sonrakinin fragmanıdır. son fragman ölümdür, gösterime girmez. yirmi beşinci saat diye bir kavramım var benim. ve ben hayatımı yirmi beşinci saatlere göre yaşıyorum. peki siz yirmi beşinci saatlerinize ne isim veriyorsunuz?